top of page

ABD ve Çin Arasındaki Yeni Ticaret Gerilimi: Türkiye Ekonomisi ve Borsası Üzerindeki Etkileri

  • Yazarın fotoğrafı: nfrsl
    nfrsl
  • 4 Nis
  • 4 dakikada okunur


ABD Başkanı Donald Trump’ın 3 Nisan 2025’te duyurduğu yeni gümrük vergileri ve Çin’in buna karşılık uygulamaya koyduğu misilleme tarifeleri, küresel ekonomide yeni bir dalgalanma yarattı. Trump’ın tüm ithal ürünlere en az %10, Çin menşeli mallara ise %34’e kadar ek vergi koyması, dünya genelinde tedarik zincirlerini sarsarken, Türkiye için hem riskler hem de fırsatlar doğuruyor.


Çin’in karşılık vererek ABD’den ithal ettiği kömür, doğalgaz ve tarım ürünlerine ek vergi getirmesi, küresel emtia fiyatlarını etkileyerek Türkiye’nin ekonomik dengelerinde de değişikliklere yol açabilir. Bu gelişmeler ışığında, Türkiye ekonomisini ve Borsa İstanbul’daki sektörleri değerlendirecek olursak, ortaya oldukça karmaşık ancak dikkatle analiz edilmesi gereken bir tablo çıkıyor.



Türkiye Ekonomisi: Değişen Dinamikler ve Yeni Fırsatlar

Türkiye, ABD’nin belirlediği %10’luk gümrük tarifesinin etkisi altında kalacak ülkeler arasında yer alıyor. 2024 yılı itibarıyla Türkiye’nin ABD’ye ihracatı toplam ihracatın %5,1’ini oluşturuyordu ve bu oran, Türkiye’nin ABD pazarına bağımlı olmadığını gösterse de, ihracatçılar için ek bir maliyet anlamına geliyor.


Ancak asıl büyük değişim Çin’in yüksek tarifelerle dışlanması sonucu bazı sektörlerde oluşacak boşluğu doldurma şansı. Özellikle tekstil, otomotiv ve otomotiv yan sanayi, beyaz eşya, maden ve tarım ürünleri gibi sektörler için yeni ticaret kapıları açılabilir. Fakat Türkiye’nin işçilik maliyetleri rekabetçi değil (asgari ücret dolar bazlı yüksek) ve lojistik açısından yaygın bir ağa sahip olduğu söylenemez.

Öte yandan, Çin’in ABD’ye yönelik misillemeleri doğrudan enerji sektörünü etkiliyor. Türkiye, enerji ihtiyacını büyük oranda ithalatla karşıladığı için küresel petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki değişimler ekonomiyi doğrudan olumlu etkileyebilir. Eğer bu ticaret savaşları sonucunda petrol fiyatları düşmeye devam ederse, Türkiye’nin enerji ithalat maliyeti azalabilir ve cari açık üzerinde olumlu bir etkisi olabilir. Yine bir çıkmaz beraberinde geliyor; küresel ticaretteki yavaşlama, sanayi üretimini ve ihracatı baskılayarak bu sefer de büyümemizi sınrlı da olsa olumsuz etkileyebilir. 

Gelelim borsa tarafına…


Borsa İstanbul: Sektör Bazında Etkiler


ABD’nin yeni tarifeleri ve Çin’in misillemeleri Borsa İstanbul’da sektör bazında farklı etkiler yaratabilir. 4 Nisan 2025 itibarıyla BIST 100 endeksi, belirsizliklerin etkisiyle %1,3 düşüşle 9.350 puan seviyelerine geriledi. Ancak bu düşüş dünya borsalarına göre hem sınırlı kaldı hem de her sektörde aynı etkiyi yaratmadı.


Otomotiv ve Yan Sanayi: Riskler ve Kazanımlar


Otomotiv sektörü, ABD-Çin ticaret savaşından hem zarar görebilecek hem de avantaj sağlayabilecek sektörlerden biri. ABD’li ithalatçılar Çin mallarına alternatif ararken, Türkiye’deki üreticiler bu boşluğu doldurabilir. Ford Otosan (FROTO) ve Tofaş (TOASO) gibi şirketler doğrudan ABD’ye ihracat yapmasa da, Avrupa’daki tedarik zincirleri üzerinden dolaylı etkiler görebilir. Burada da Çinli firmalarla rekabet gücümüz tartışmaya açık bir konu çünkü kamu desteği ve mega üretim tesislerinin ölçek gücü Çinli firmaları koruyacaktır. 


Ancak, yine bir paradoks; Avrupa’nın ABD’ye ihracatının gümrük tarifeleri nedeniyle azalması halinde, Türkiye’deki otomotiv sanayisi de dolaylı olarak darbe alabilir.


Tekstil ve Hazır Giyim: Çin’in Açığını Kapama Potansiyeli


Çin’in ABD pazarındaki kaybı, Türk tekstil üreticileri için büyük bir fırsat olabilir… cümleyi bu şekilde bitirmek isterdim ama Mısır gibi asgari ücretin dolar bazlı çok düşük olduğu yerler elimizi güçsüzleştiriyor. Yine de marka gücü olan firmalar (MAVI), (VAKKO) vb. küresel pazardaki paylarını artırabilir. Türkiye’nin Çin kadar büyük bir üretim kapasitesine sahip olmaması bir engel gibi görünse de, kaliteli üretim ve hızlı teslimat avantajları sayesinde belirli pazarlarda rekabet şansı bulunuyor.


Enerji ve Elektrik Üretimi: Fiyat Düşüşünün Etkileri


Çin’in ABD’ye uyguladığı yeni tarifeler arasında doğalgaz ve kömür de yer alıyor. Bu durum, küresel enerji fiyatlarında dalgalanmalar yaratabilir. Tüpraş (TUPRS), Aksa Enerji (AKSEN) Alarko (ALARK) ve Zorlu Enerji (ZOREN) gibi şirketler, enerji maliyetlerindeki değişimden doğrudan etkilenecek sektörlerin başında geliyor. Kömür fiyatlarında artış termik santrallerin marjını azaltırken doğalgaz fiyatlarında azalış bu santrallerin kar marjını artırabilir.  


Petrol fiyatlarının düşmesi, Tüpraş gibi rafineri şirketlerinin kâr marjlarını artırabilir. Küresel ticaret ve talebin düşmeyeceği varsayımı ile..


Ulaşım ve Havacılık: Petrol Fiyatları Etkisi


Küresel ticaretteki yavaşlama, ulaşım ve havacılık sektöründe de olumsuz etkilere yol açabilir. Ancak petrol fiyatlarındaki düşüş, havayolu şirketleri için olumlu bir gelişme olabilir.


• Türk Hava Yolları (THYAO): Yakıt maliyetlerinin düşmesi operasyonel kârlılığı artırabilir.

• Pegasus (PGSUS): Ucuz yakıt, düşük bilet fiyatlarıyla yolcu trafiğini destekleyebilir.


Gayrimenkul ve İnşaat: Dövizdeki Hareketler Etkili Olacak


Ticaret savaşlarının doğrudan etkilediği bir diğer alan, yabancı yatırımcı hareketleri. Küresel ekonomik belirsizlikler, sermayenin gelişmekte olan ülkelere kaymasına neden olabilir.

• Emlak Konut GYO (EKGYO),  Torunlar GYO (TRGYO), Kiler GYO (KLGYO), Alarko GYO (ALGYO), Ozak GYO (OZKGY)  ve Sinpaş GYO (SNGYO) vb ilk akla gelen büyük firmalar Türkiye’deki yabancı gayrimenkul yatırımlarının artmasından olumlu etkilenebilir.

• Ancak, faiz oranlarındaki dalgalanmalar ve döviz kuru hareketleri, inşaat sektörünün genel performansını daha çok etkileyebilir. Burada sektör şirketlerinin finansal yapıları, kendi ödeme sistemleri, yaptıkları iş modeli önem arz ediyor. 




Makroekonomik Riskler: Enflasyon ve Döviz Hareketleri


ABD’de artan gümrük vergileri, iç piyasada enflasyonu yukarı çekebilir ve Fed’in faiz indirimlerini geciktirmesine yol açabilir. Bu durum, küresel dolar talebini artırarak TL’nin baskı altında kalmasına neden olabilir. Trump’ın  FED’e faiz indirimleri için baskı yaptığı da unutulmamalıdır. 


Türkiye’de ithalat büyük oranda dolar bazlı olduğu için, enerji ve hammadde fiyatlarındaki artışlar enflasyonu yukarı çekebilir. Banka hisseleri (Garanti BBVA, Akbank, İş Bankası) bu süreçten enflasyon nedeniyle olumlu, azalan talep nedeniyle olumsuz etkilenebilir. 




Sonuç:


Trump’ın tarifeleri ve Çin’in karşı hamleleri, küresel ekonomide yeni bir dengenin kurulmasına neden olacak gibi görünüyor. Türkiye’nin bazı sektörleri (tekstil, enerji, havayolu, rafineri, inşaat) bu süreçten avantaj sağlayabilirken, diğerleri (ihracata bağımlı rekabet gücü olmayan sanayi kolları) zarar görebilir.


Önümüzdeki haftalarda BIST’te hareketlilik sürecek ve yatırımcılar belirsizliklere karşı savunmacı sektörlere (enerji, gayrimenkul, bankacılık, ulaşım vb ) yönelerek daha dengeli portföyler oluşturabilir.

Hayırlısı .. 


댓글


  • Instagram
  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn
  • YouTube

Y. Öveçler Mh. Lizbon Cad  

No:36/5 Çankaya/Ankara, Türkiye
nfrsl@outlook.com

IMG_7393.jpg

©2024 nfrsl. 

Tüm Hakları Saklıdır 

bottom of page