top of page

Üç Beş Rasyo İle Analiz Olmaz!

Yazarın fotoğrafı: nfrslnfrsl

Değerleme Oranlarının Ötesine Geçmek Gerekir.


Borsada yatırım yaparken hisse senedi seçimi, birçok yatırımcı için zorlu bir süreç olabilir. İlk bakışta cazip görünen şirketler, derinlemesine analiz yapılmadan alındığında hayal kırıklığı yaratabilir. Yatırımcılar genellikle fiyat/kazanç (F/K), piyasa değeri/defter değeri (PD/DD) ve firma değeri/FAVÖK (FD/FAVÖK) gibi oranlara bakarak karar verme eğilimindedir. Ancak bu oranlar, hisse senedi seçimi için tek başına yeterli değildir ve yanıltıcı olabilir. Bir excel hazırlayıp bir kaç rasyo ile yatırım yapılamaz. Bu yazıda, oranların ötesine geçerek sektör analizi, makroekonomik veriler ve politik risklerin neden göz önünde bulundurulması gerektiğini ele alalım.


F/K, PD/DD ve FD/FAVÖK gibi oranlar, bir şirketin hisse senedinin değerlemesi hakkında ilk izlenimi verir. Ancak bu oranlar tek başına, şirketin gelecekteki performansı hakkında güvenilir bir bilgi sunmaz. Örneğin, düşük F/K oranı bir hissenin ucuz olduğunu gösterebilir; ancak bu durum, şirketin gelecekteki büyüme potansiyelini ve sektördeki konumunu göz ardı edebilir.


Aynı şekilde, PD/DD oranı düşük olan bir şirket, varlıklarına göre ucuz gibi görünebilir. Ancak bu şirketin, sermayesini ne kadar etkin kullandığı, sektörde rekabet avantajı olup olmadığı gibi faktörler göz ardı ediliyorsa, sadece bu orana dayanarak yatırım yapmak riskli olabilir.


Bir teknoloji şirketi düşünelim. Şirketin F/K oranı sektördeki diğer şirketlere göre düşük. Bu, ilk bakışta cazip görünse de, eğer şirket inovasyona yatırım yapmıyorsa ya da teknolojik değişimlere uyum sağlayamıyorsa, düşük F/K oranı yanıltıcı olabilir. Yani oranlar bize mevcut durum hakkında bilgi verir, ancak geleceği öngörmekte zayıf kalabilir.


Sektör Analizi: Rekabet ve Büyüme Dinamikleri

Bir hisse senedine yatırım yaparken, şirketin faaliyet gösterdiği sektörü anlamak son derece önemlidir. Her sektörün kendine özgü dinamikleri ve büyüme potansiyeli vardır. Örneğin, enerji sektöründe faaliyet gösteren bir şirket, makroekonomik faktörlere ve hükümet politikalarına diğer sektörlerden daha fazla bağlı olabilir. Aynı şekilde, sağlık veya teknoloji gibi inovasyona dayalı sektörlerdeki şirketlerin, sektörel gelişmelere ve rekabete karşı dayanıklılıklarını analiz etmek gerekir.


Bir bankanın hisselerini almadan önce bankacılık sektörünü incelemek şarttır. Bankacılık sektörü faiz oranları, regülasyonlar ve ekonomik büyüme ile doğrudan etkileşim halindedir. Faiz oranlarının düşmesi, bankaların kar marjlarını olumsuz etkileyebilir. Dolayısıyla, sektördeki bu tür makroekonomik riskleri göz ardı ederek yalnızca bankanın F/K oranına odaklanmak yanıltıcı olur.


Makroekonomik Analiz: Faiz Oranları ve Enflasyon

Makroekonomik koşullar, şirketlerin performansını önemli ölçüde etkileyebilir. Enflasyon, faiz oranları, döviz kuru dalgalanmaları gibi faktörler, hisse senedi fiyatları üzerinde doğrudan etkilidir. Örneğin, yüksek enflasyon dönemlerinde şirketlerin maliyetleri artabilir, bu da karlılığı olumsuz etkileyebilir. Aynı şekilde, faiz oranlarındaki artış, borçlu şirketlerin maliyetlerini artırarak hisse fiyatlarını düşürebilir.


Eğer merkez bankası faiz oranlarını yükseltme kararı alırsa, bu durum özellikle borç yükü yüksek olan şirketler için olumsuz olabilir. Şirketin F/K oranı düşük olsa bile, faiz artışları şirketin finansal yükümlülüklerini yerine getirmesini zorlaştırabilir. Bu nedenle yatırımcılar, merkez bankası politikalarını ve genel ekonomik gidişatı dikkate almalıdır.


Hükümet Politikaları: Yasal Düzenlemeler ve Teşvikler

Hükümet politikaları ve regülasyonlar, hisse senedi fiyatlarını büyük ölçüde etkileyebilir. Özellikle enerji, sağlık, finans gibi regülasyonlara tabi sektörlerde faaliyet gösteren şirketler, hükümetin aldığı kararlar doğrultusunda büyük risklerle karşı karşıya kalabilir. Aynı zamanda, hükümetin sunduğu teşvikler ya da vergi indirimleri, bazı sektörlerdeki şirketler için büyüme fırsatları yaratabilir.


Yenilenebilir enerji sektörüne yatırım yapmayı düşünen bir yatırımcı, hükümetin bu alandaki teşvik politikalarını göz önünde bulundurmalıdır. Örneğin, bir ülke fosil yakıt kullanımını azaltmaya yönelik güçlü politikalar uyguluyorsa, bu durum yenilenebilir enerji şirketlerinin hisselerini olumlu etkileyebilir. Ancak hükümet desteği olmadan bu tür şirketlerin büyümesi daha sınırlı olabilir.


Borsa yatırımı yaparken hisse senedi seçimi, yalnızca şirketin finansal oranlarına dayandırılamayacak kadar karmaşık bir süreçtir. F/K, PD/DD, FD/FAVÖK gibi oranlar şirketin mevcut finansal durumunu anlamada yardımcı olabilir, ancak yatırım kararının dayandırılacağı tek faktör olmamalıdır. Sektör analizi, makroekonomik veriler, hükümet politikaları ve merkez bankası kararları da göz önünde bulundurulmalıdır.


Yatırımcılar, oranların ötesine geçerek, geniş bir perspektiften analiz yapmalı ve gelecekteki riskler ve fırsatlar üzerinde durmalıdır. En kaba tabirle; hesap kalemlerini birbirine bölerek 3-5 rasyo ile analiz olmaz, yatırım yapılmaz.


 
 
 

Comments


  • Instagram
  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn
  • YouTube

Y. Öveçler Mh. Lizbon Cad  

No:36/5 Çankaya/Ankara, Türkiye
nfrsl@outlook.com

IMG_7393.jpg

©2024 nfrsl. 

Tüm Hakları Saklıdır 

bottom of page